Disneyland'ı Görmeden Büyüyerek Çocukluk Etmişim...*
Çocuk olamadan büyüdüm sanki ben. İlkokula seksenlerden önce başlayan her büyük şehirli gibi, büyüklerin sokaklardaki çocuklara zarar verebilecek tehlikeli oyunları nedeniyle, sokağın keyfinden kısmen yoksun, apartman içinde oynanabilen oyunlarla geçti çocukluğum. İp atladım, beş taş oynadım... Ama bolca hayal kurdum. Kendime oyun kahramanları yarattım. Bazen kendim, kahraman oldum. Televizyon girince hayatımıza, çizgiden yaratılan harika dünyaların keyfine vardım. Heidi'yi , Şeker Kız Candy'i, Arı Maya'yı, Tom ve Jerry'i, Pempe Panter'i, Taş Devri kahramanlarını tanıdım... Onların da dünyası, benim hayal dünyamdan farklı gelmedi bana. İyi olanların kazandığı ve mutlu olduğu hayatlardı hepsi... Yıllar geçip büyüdüğümü sandığımda, erkenden olgunlaşmak zorunda kalan o çocuğun sesi oldu hep kulaklarımda. Attığım her kahkahada, yediğim her pamuk şekerde, izlediğim her çizgi filmde, çocukluğum göz kırptı bana... Çocukları mutlu etmenin, dünyada her şeye bedel old...