Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Geziden Geriye Kalan Anılar: PRAG

Resim
2017 yılın son yazısı olacaktı bu yazı. Günlüklerde bekleyen onlarca gezi yazısı buraya aktarılmayı beklerken, ben kışa en yakışan şehirlerden biri ile veda etmek istemiştim 2017'ye... Eylül ayında yapılmış 4 günlük bir Prag gezisinden bende kalan izleri aktaracaktım. Ama hiç aklıma gelmeyen bir tatsızlıktan ötürü,  yazıyı yayınlayamadım. Geziye dair fotoğraflarımı kaydettiğim harici diskim bir anda görünmez oldu. Fotoğrafsız bir gezi yazısının ne anlamı olabilir ki?   Bekledim. Sabırla harici diskime sakladığım anılarımın kurtarılmasını bekledim. Ama onda da talihsizlikler bırakmadı peşimi. Baktım olmuyor, elimde kalanlarla devam edeyim dedim yola... Yazının ikinci gününden sonraki fotoğrafların büyük bir kısmı, geziyi birlikte yaptığım Nihal ve Birgül'e ait. Bu can sıkıcı dönemde, anılarımı kurtarabilmem için verdikleri desteğe çok teşekkür ederim. Seviyorum sizi kızlar.  💞   Gelelim bu kısa süreli kaçamağa...Yıllar önce yine bir Eylül ayında geldiğim bu şehri, ikinc

Hayal Kurmak Güzel Şey...

Resim
            Bazı görüntülerin, kokuların insan üzerinde yarattığı etki gerçekten çok büyülü. İnsan gezdikçe, anı biriktirdikçe, gördüğü yerler ve anılar birbirine karışmasın diye belki de, belleğin küçük bir oyunu olarak, o yerle ilgili en etkiliyici özelliği kaydediyor zihninin derinliklerine... Bir renk, bir koku, şarkı ya da... Bazen bir rüzgar... Bazen bir yüz...Sonra, ne kadar zaman geçerse geçsin üzerinden, hiç ummadığınız bir anda bile o kokuyu ya da o şarkıyı duyduğunuzda, benzer bir rüzgarla ürperdiğinizde, yüzünüze bir gülümseme yayılıveriyor veya gözleriniz doluyor bir anda...Yıllar önce gittiğiniz o şehre ait anılar, belleğinizin derinliklerinden çıkıp sizi hayallerinizde kısa bir yolculuğa çıkarıyor. İşte bu yüzden; bindiğim her arabalı vapurda Bozcada'yı, yediğim her güzel yeşil zeytinde Kozak yaylası'nda Demirciler Köyü'nü, kavurucu sıcakta Adana'yı, bulutların üzerinde iken Gito Yaylasını hatırlarım... Siena sakız sardunyadır benim için, Cordoba

Şubat ayının ardından

Resim
Necati Cumalı'nın "Pazar Günü" şiirine, Emre Lüle'nin yorumu Poliplastik duvar heykeli/Dizelerin Renkleri Sergisinden  Ne planlarla başladığım yılın ikinci ayını, buraya hiç bir şey yazmadan sonlandırdım. Hayat biz planlar yaparken, gülümsermiş bir yerlerden. Gerçekten, 2018'in ilk iki ayı bu sözü doğrularcasına acı sürprizlerle dolu geçti. Peşpeşe gelen kayıplar, hastalıklar... Olmadı, yazamadım bir türlü. Ama, böyle zamanlarda yapabildiğim en doğru şeyi yaptım yılmadan. Bolca kitap okudum. Fırsat yarattım sergiye, konsere gittim. Edebiyat, sanat bildiğim en güzel sağaltıcı. Şubat ayı boyunca okuduğum kitaplar, beğeni sırama göre şöyle oldu;   Jack London'ın Martin Eden'ini yıllardır okumak için elime alıp da, ilerletememiştim. Hani olur ya bazen öyle. Başlayınca bir kitaba araya bir şeyler girer. Okunmuş sayfaların büyüsü bozulur. Yeniden baştan alırsın, olmaz. İçine giremezsin sayfaların. Koyarsın kitabı bir kenara ve doğru zamanın gelmesini