Bir ay geçip gitti bile...

Hayat biz ne plan yaparsak yapalım, hissemize ne düşerse onu yaşatıyor bize. Bunu kabul ettikten sonra güne, olana katlanmak, gelene sevinmek, gidene üzülmemek, bitişlerin yeni başlangıçlar olduğunu görmek sanki daha kolay oluyor. Koca bir ayı, bu dinginlikle tamamladım ben de.
 
Geçmiş aylara göre, başucumda ya da çantamda her daim olan kitapları bu ay istediğim sıklıkta okuyamadım belki ama, bir telefon uygulaması ile (@storytel) bolca  dinledim. Bizzat yazarının ya da başarılı bir seslendirme sanatçısının okuduğu kitabı dinlemek de okumak kadar keyif verdi bana. Üstelik dinlemek daha hızlı oluyor. Bir aya 9 kitap sığdırabildim böylelikle. 🙌  
 
Aylar öncesinden bambaşka umutlarla aldığım konser biletlerimi açığa almak zorunda kalsam da, müzik hep yanı başımda oldu yine. Bu ay en çok Chopin ve Evengy Grinko dinledim sanırım. Onların müziğindeki sakinlik iyi geldi bana. 💗 
 
Atölyeye gidemeden ay bitecekti neredeyse. Ama son hafta, pazar günü yarım kalan işlerimi bitirmek üzere uğradım neyse ki. Nasıl özlemişim orada olmayı. Boyaları, desenleri... Umarım izleyen aylarda daha sıklıkla gidebilirim. Kafamda yapmayı planladığım bir dolu proje varken, o kapıyı kapatmayı hiç istemiyorum çünkü.
 
2018 biterken planladığımız gibi Karaburun'a gittim bir de üç günlüğüne... Dostlarla olmak, doğanın sesine kulak vermek, ölümü değil de hayatı, umudu konuşmak ne büyük ihtiyaçmış benim için. Sevinçle doldu içim. Yüzüm güldü, gönlüm şenlendi. Fotoğraflar, nergis kokularının ardına gizlenerek  benim anılarıma iz bırakan bu güzel hafta sonundan... Ocak ayının en güzel anlarının izleri olarak dursun onlar da burada.
 
Hadi bakalım Şubat, sıra sende. Bakalım sen neler yaşatacaksın bana?



 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK'a Yolculuk

Doğu'nun Kıyısında Bizi Bekleyen Köylere Doğru...(Divriği - Kemaliye Gezisi)

Körfez'in İncisi: Karamürsel