Biten ayın ardından


 
Bir Ulusu Giydirmek sergisinde Kardelen Aysel'in bir çizimi
Koca bir ayı, acısıyla tatlısıyla geride bırakıyoruz işte. Yeni yıla umutla, heyecanla girdik ama bu ayın payına düşen bolca hüzün oldu. Hayatıma giren, sevdiğim, değer verdiğim insanlardan sonsuzluğa gidenler, yüreğimin bir köşesinde derin bir boşluk yarattılar. İnsan bu eksiklerin açtığı o çukuru dolduramaz hale gelene kadar, dayanıyor herhalde tüm bu acılara... Gidenlerin yeri dolmuyor ama, her eksilenle anılar denizinde kaybolmalar devam ediyor biraz biraz...

Ne mutlu ki, geçmişe dair anımsananlar daha çok güzel anılar oluyor. İnsan doğası sanırım, acıyı olmasa da kötü anıları çabuk siliyor zihinden. Belki de o yüzden hep geçmişi "güzel günlerdi" diye anmalarımız. Her şey geçmiş olduğunda, dünde kaldığında daha güzel görünüyor gözümüze... Bugünlerin kıymetini de zaman düne döndüğünde anlayacağız elbette. 'Yarın' her ne kadar umut demek olsa da, bilinmezliklerle dolu. Bugünü yaşamak ise anın sorumluluğu nedeniyle telaşlı ve ürkek... Bir şeyler eksik oluyormuş, ters gidiyormuş kaygısı ile güzelliklerin farkına varamıyoruz nedense.
Sümerbank desenli basma kumaşlar ile yapılmış dönem elbiseleri
Bu ayın payına düşen, tam da bu duygulara uyan okumalar ve sergiler oldu. Çankaya Belediyesi'nin Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde açılan "Bir Ulusu Giydirmek" sergisi Cumhuriyetin ilk yıllarından, bugünlere yapılan bir zaman yolculuğu lezzetindeydi. 30'lu yılların başlarından itibaren yerli malı kullandırmayı özendirmek ve ülke ekonomisine katkı sağlamak amaçlı açılan Sümerbank fabrikalarının peyderpey kapatıldığı, üretimin tamamen durdurulduğu   2000'li yıllara kadar geçen zaman dilimi içinde, kısıtlı malzeme ve renk kullanımıyla fabrikalarda dokunan kumaşlar için yaratılan harika desenler arasında,  tarihe iz bırakan kişi ve olayların görsel eşliğinde gezmek çok etkileyiciydi. Çocukluğumdan, ilk gençliğimden bir şeyler buldum o zaman tünelinden geçerken.


Aynı duyguları hissederek okudum Güven Gürkan Öztan ve Serdar Korucu  tarafından hazırlanan "Tutku, Değişim ve Zarafet- 1950'li Yıllarda İstanbul" adlı araştırma kitabını. Cumhuriyet henüz çok yeniyken, kurumlar insanlar bu kadar yıpratılmamışken, hayat sanki çok daha güzelmiş gibi geliyor bana nedense. Belki de o yılların insanlarındaki tutkuyu, zarafeti şimdilerde göremediğim içindir. Bugün hayatı kolaylaştıran bunca şey, sanki insanları yalnızlaştırıyor ve mutsuz ediyor gibi.  Geçmiş günlerin toplumsal heyecanı, umudu yok artık. "Çalışırsak yaparız" , "hayal edersek olur" diyemiyoruz çoğu zaman. Çünkü ne çalışkanlığın ne de hayallerin bireysel tatminden öteye gitmediğini görüyoruz. Ülke, derin bir sessizliğe gömülmüş halde yaşıyor günlerini. Duyguları alınmış gibi... Karşılıklı sevgi saygı yok olmaya yüz tuttu... Ama yine de güzel günler göreceğimize inanmak istiyor insan. Bugünlerin de anda görülmeyen bir kıymeti vardır elbet!

Turgut Zaim - Çini dekore eden kız 
Gittiğim bir diğer sergi "D Grubu... yeniden" sergisi oldu Cer Modern'de. Yine Cumhuriyetin ilk yıllarında sanata 'ulusal' ve 'yeni' bir yön verebilmek için Nurullah Berk, Zeki Faik İzler, Elif Naci, Cemal Tollu, Abidin Dino ve Zühtü Müritoğlu'nun bir araya gelerek oluşturduğu bu grup etkinliğine, izleyen yıllarda yeni katılımcılar olmuş. Fahrelnisa Zeid, Turgut Zaim, Eşref Üren, Bedri Rahmi ve Eren Eyüpoğlu, Leopold Levi ve daha niceleri... Cumhuriyetin ilk yıllarının resimli tarihini, o günlerin insanlarının, sanatçılarının hayata olaylara bakış açısı ile görmek de iyi geldi.



 

Aya sığan diğer okumalarım Mahir Ünsal Eriş'in uzun öykü tadındaki resimli romanı "Öbürküler",yazdıklarını hep çok sevdiğim Karin Karakaşlı'nın 2017'de Can Yayınları tarafından yeniden basılan 1998 yılı Yaşar Nabi Nayır ödülünü alan "Başka Dillerin Şarkısı" adlı öykü kitabı ve Ece Temelkuran'ın "İyilik Güzellik" adı ile dergilerde yazdığı yazıları derleyen kitabı ile "Olmayan Kuşlar Ansiklopedisi" oldu.

Kaldı 2018'de onbir ay... Yaşama kuvvet!






 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK'a Yolculuk

Doğu'nun Kıyısında Bizi Bekleyen Köylere Doğru...(Divriği - Kemaliye Gezisi)

Körfez'in İncisi: Karamürsel