Yeni yıl, yeni umutlar, yeni başlangıçlar...

 
Dört yıl önce bugün başlamıştım bu maceraya... Çıktığım yolculuklardan günlüğümde kalan anılar, albümlerdeki fotolar unutulmasın diye, bulduğum geniş bir zamanda blog yazmaya niyetlendim. Başarılı oldum mu? Sanmam. Hala anılarımı düzenli olarak buraya aktaramıyorum ne yazık ki. Ama yılın son haftasında başıma öyle bir şey geldi ki, içim acıdı. Tüm gezi fotoğraflarımı kaydettiğim harici disk, bir anda görünmez olmayı seçti. 😢 Eylül ayında yaptığım Prag gezimi yazıyordum oysa bloğa büyük bir heyecanla. Yılın son gezi yazısı olacaktı... Olamadı.
 
Tüm fotoğraflarım bir anda yok olunca, öylece kalakaldım. Anılarımı kaybetmiştim. Günlüklerde kalan satırlar, belleğimde o harika anlara dair çok güzel anı kırıntıları vardı elbette ama, zaman içinde unutulacak o anlara dair tüm izler, dönüp bakacağım fotoğraflar bilinmez bir boşlukta uçuşuyordu şimdi. 
 
Lise yıllarında başarılı bir kimya öğrencisi olamasam da Lavoisier'in "Hiç bir şey yoktan var olmaz, varken de yok olmaz" diyen kanunu çok iyi anımsıyordum oysa. İçimde hala o fotoğrafların kurtarılabileceğine dair bir umutla girdim yeni yıla ve elbette her yıl başlangıcında alınan o müthiş yeni yıl kararlarıyla;
  • Bundan böyle bloğa çok düzenli yazacağım. Üstelik sadece yolculuklarım değil, düşlerim de yer bulacak burada. Okuduklarım, izlediklerim, hissettiklerim... Yaşadığım anlardan ben de kalan her ne varsa işte... Çünkü hayatın  unutulmayacak güzelliklerle dolu olduğuna inanıyorum. Kendi hafızamı da bu güzelliklerden payıma düşenleri paylaşarak canlı tutma niyetindeyim.
  • Kazancımı daha çok yolculuk yapabilmek için harcamaya devam edeceğim. Yeni yerler görmek kadar, gördüğüm yerleri tekrar bugünkü bilincimle gezmek de çok keyifli. Sevdiklerimle çıkacağım her yolculuk bir şükür sebebi.
  • Okumaktan zevk aldığım yazarlar kadar, yeni yazarlar tanımak için de çabalayacağım bu yıl. Ama başladığım bir kitabı sevemediysem, sırf yazarın emeğine saygımdan sonuna kadar okumak için uğraşmayacağım. Zaman, en kıymetli hazinem. Onu kullanırken daha cimri davranacağım.
  • Daha çok konser, daha çok film, daha çok sanat olacak hayatımda. Aslında hep en keyifli zamanlarım bu tarz etkinliklere ayırdığım anlarda oldu. Ama biraz daha fazlasının vereceği mutluluğu buradan paylaşmak, bu kapkaranlık günlerde biraz umut olur belki. 
  • Son olarak oldukça kişisel bir karar var sırada. Kendi değerimi daha çok bildiğim, değerimin farkında olmayanlardan uzak duracağım, değerimi bilerek yok saymaya çalışanlara ise haddini bildirebileceğim bir yıl olmasını umuyorum. 
Biliyorum, aslında çok zorlu bir yolculuk olacak bu. Ama denemekten zarar gelmez diye düşünüyorum. Bir yerlerde sessiz ve sakince yaşamaya çalıştığım hayatın izleri silinmesin diye tüm çabam. Bu hayat yolculuğunda yanımda olan tüm dostlara sonsuz minnetle...
 

Yorumlar

  1. Diskin için üzüldüm. Ama umudunu kaybetme. Az da olsa bir olasılık var, hemen iyi bir servise götür. Yeni yıl kararların da beni gülümsetti. Evet her yıl bu ve benzeri kararlar alırız değil mi? özellikle "Son olarak oldukça kişisel bir karar var sırada. Kendi değerimi daha çok bildiğim, değerimin farkında olmayanlardan uzak duracağım, değerimi bilerek yok saymaya çalışanlara ise haddini bildirebileceğim bir yıl olmasını umuyorum. " ... Umuyorum yeniyılda uygulayabilirsiniz, umuyorum uygulayabiliriz. Mutlu Yıllar!

    YanıtlaSil
  2. Ah Sultan sorma ben de çok üzüldüm. Yedeklediğimi sanıyordum hep. Ama son 3 yılımın yedeği yokmuş:-) Nasıl oldu böyle bir şey anlamadım. Kendime çok kızdım. Bir servise verdim hemen. Ama yetkili servis sandığım yer, üçkağıtçının biri çıktı. Fotoğraflarıma kavuşma arzumun dozunu gördükçe, 500-600 TL'den başlayan diski kurtarma maliyeti, 1500-2000 TL'lere çıktı. Şimdi diskimi geri almak istiyorum. Ama servis başka bir yere gönderdiğini iddia ederek, diskimi vermiyor. Gerçekten çok kötü insanlarla yaşamak zorundayız artık. Bazen yüzümdeki gülümsemeyi, yüreğimde heyecanla kanat çırpan kuşu, zihnimdeki güzel melodiyi kaybettirse de bu kötülük, hepsine inat iyilikle, güzellikle yaşamaya devam etmek istiyorum. Umarım, yeni yıl hepimizin hayallerinin gerçek olduğu bir yıl olur. Sevgi ve dostlukla...





    YanıtlaSil
  3. Yazını okuduğumdan andan beri sana yorum yapmak için fırsat kolluyorum. Diyeceksin ki çok mu meşgulsun? Hiç sevmem öyle çok meşgulüm demeyi ama hep zamanımı yiyip, tüketen bir şeyler var. Bitmiyor yani işler ve lüzumsuz vakit harcayan şeyler. Ya da ben vaktimi iyi kullanıyorum diyeceğim ama o da düşündüğümde kendime haksızlık gibi geliyor. Ay, ne çok uzattım lafı! Nihayetinde an itibari ile iş yerinde masamın başındayım ve öğle yemeğinden önce kendime bir bardak bitki çayı yaptım ve sana yorum yazmak için oturdum. Fotoğraflarını kaybettiğin için ne kadar üzüldüğünü tahmin edebiliyorum. Çok sinir bozucu bir durum. Ben de bir seferinde Bologna ve Paris fotolarımı kaybettim öyle. Buhar olup uçtular. Şimdi yukarıdaki yorumlarda başına geleni de okuyunca ben de sinir oldum. İnsanlar ne yazıkki böyle. Çoğu zaman bu insanlarla yaşamak zorunda olduğum için utanç duyuyorum. Bunlara rağmen mutlu olmaya çalışmak da ciddi çaba istiyor :) Umarım yeni yılın gönlünce geçer. Bloga daha çok yazı yazma kararı almana çok sevindim. Yazmak iyi geliyor insana. O yüzden yaz. Ferahlamış hissedeceksin kendini.
    Seni okumaktan çok keyif alırım. Kolay gelsin Sonatcım :)

    YanıtlaSil
  4. Diski hala alamadım Özlem. İçindeki fotoğrafları kurtarabildiler mi bilmiyorum. Geçen hafta sonu gelin alın demişlerdi. Gittiğimde yok diskiniz gelmedi, yarın gelin dediler. O an ki öfkemi nasıl kontrol edebildim inan bilmiyorum. Dışarı çıkıp,arabanın içinde yarım saat oturup derin derin nefes aldım. Anılarımın kaybolduğuna mı yanayım, etrafımızı kuşatan bu kötülüğe mi bilmiyorum. Şimdi onların "diskiniz geldi, gelin alın" diye aramasını bekliyorum.

    Yazmak beni de çok rahatlatıyor. Hayatım boyunca doldurduğum günlüklerin sayısını bilmiyorum. Ta ilkokul yıllarımdan, mektup yazarak edindiğim harika bir dostum var mesela. Biraz da o sebep oldu buraya sürekli yazma kararı almama. Tüm çocukluğumu, ilk gençliğimi yazdığım mektupları yakın zamanda bana what's uptan gönderdi. Kendimle, kişisel tarihimle yüzleştim. İnsan unutuyor Özlem. Ama ben acısıyla, tatlısıyla yaşadığım hiçbir anı unutmak istemiyorum. Defterlerim de kaybolursa diye endişelendim. O yüzden buraya yazma kararı aldım. Bu şekilde kamuya açılmak, başta biraz düşündürdü beni sadece. Sonra dedim ki, zaten okuyacak bir kaç dost. Onlardan sakınacak neyim var ki:-)

    Burada olduğun için çok teşekkür ederim. Sevgi ve dostlukla...


    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK'a Yolculuk

Doğu'nun Kıyısında Bizi Bekleyen Köylere Doğru...(Divriği - Kemaliye Gezisi)

Körfez'in İncisi: Karamürsel